Basit olsa da anlaması zor olduğu için bu konuyu aşama aşama anlatacağım.
Biz insanlar, bildiğiniz gibi, iki şeyin birleşimiyiz.
Zihin, yüksek benlik ve geriye kalan her şey ile ölümsüz ruhumuz, ve canlandırdığımız bir robot olan fiziksel bedenimiz var. İnsanı görmeye alışkınız dolayısıyla bunu sorgulamıyoruz.
Hayvanlar için de aynı şekilde, bedene can veren ruhlar var.
Fiziksel beden anne tarafından “büyütülür” ve gebelik süresince yediği yiyeceklerden oluşur.
Bir salyangozu düşünecek olursak, kabuğu çok sert bir materyalden yapılmıştır ama yine de bu materyal salyangoz tarafından geliştirilir.
Seyahat etmek istersek bir araba, uçak, bot veya her neyse onu imal etmemiz gerekir.
Şimdi, uzaylılar da aynı bizim gibi görünmez yaşam unsurlarıdır. 3B dünyamıza gelmelerini gerektiren bir durum olmadığı için de doğal olarak fiziksel bedenleri yoktur. Davetsiz misafir olduklarından da aynı bizim gibi, Dünya ile alaka kurabilmek için bir beden üretmeye ihtiyaçları vardır.
Dolayısıyla gri robotlar, peygamber develeri vb. imal ederler.
Bunlara, ancak görevlerini yerine getirmeye yetecek kadar zekâ yerleştirirler.
Biz de bunun aynısını yaparız. Bir mikrodalga fırına yemeği pişirmesine yetecek kadar zekâ koyarız. Çamaşır makinesine çamaşırları yıkamasına yetecek kadar.
Bilgisayara daha fazla zekâ koyarız çünkü daha karmaşık işler gerçekleştirir.
Bu nedenle, örneğin bir gri – aynı bizim bedenimiz gibi – uzaktan ruhani bir kuvvet ile can bulan, imal edilmiş bir varlıktır. Bu bizim yaptığımızın aynısıdır. Ruhumuz bedenimizden uzak, fakat ona can verir.
Bunu pek de iyi açıklayamadım ama umarım anlayabilirsin.
Ana mesele ruhun fiziksel bir obje (bir beden) üretmesidir.
Şimdi, zor kısım burası.
İmal edilmiş varlıklar görmeye alışkınız; et ve kandan veya bitkisel maddeden oluşan bizler, hayvanlar, gri uzaylılar vb. gibi. Dolayısıyla bunu kabul edebiliriz.
Ancak bu sadece et ve kandan olmak zorunda değil.
Farz et ki ruhumuz etten ve kandan değil de, metalden bir vücut yapabiliyor!
Yaşamın biçimini insansı veya hayvansı veya balığımsı olarak görmeye alışkınız, fakat böyle olmak zorunda değildir.
Farz et ki çay tabağı, puro veya üçgen şeklinde olsun!
Düşün ki yaşayan ruhani bir varlık (bizim gibi görünmez bir yaşam kuvveti), hem et ve kan yerine metalik, hem de insan gibi değil de çay tabağı görünümlü bir beden üretebiliyor.
Bu yine de canlıdır çünkü aynı bizim vücudumuz gibi o da ruh tarafından hareket ettirilebilir.
Belli ki UFO böyle bir şey.
O, ruhu tarafından hareket ettirilen, senin ve benim kadar canlı bir yaratık ve yalnızca vücudu farklı bir biçimde.
Bu beden, küçük yaratıkların içinde yaşayabilmesini sağlamak amacına uyarlanmıştır (Yonah ve balina) ve gözümüze bir makine gibi görünür, ancak bu, yalnızca onu hareket ettiren ruh kuvvetinin yarattığı canlı bir bedendir.
UFO’nun canlı olduğunu hissettiğini söyleyen insanları duyduk – işte bu, zaten canlı olmasındandır.
Bu, aynı zamanda biz insanların bir UFO’yu doğrudan uçuramıyor oluşumuzun açıklamasıdır. Bizim kontrol edebilmemiz için istisnasız bazı değişimden geçirilmeleri gerekir.
Eğer bir tanesi kaza yaparsa ve ruh kuvveti kendini çekerse, UFO, aynı bir kazadan sonra bedenimiz gibi, ölmüş olur.
Yani, UFO, aynı bizlerin yaptığı gibi, uzaylı bir ruhani kuvvetin yeryüzüyle bağlantı kurabilmesini sağlamak amacıyla ürettiği fiziksel bir bedendir. Bir UFO’ya baktığımızda, yaşayan bir yaratığın vücuduna bakıyor oluruz. Onu hareket ettiren ruhu ise, aynı bizlerin bedenini canlandıran ruhu göremediğimiz gibi göremeyiz.
Bu dersi indirmek için lütfen linke tıklayınız:
PDF - UFO NEDİR